– Haftalık yazıya liderle başlayalım… Galatasaray mı “çok iyi” oynadı, Ankaragücü mü “çök kötü” oynadı?
ŞANSAL BÜYÜKA: İki saptama da doğru… Bana göre Galatasaray bu sezonun ligdeki en iyi maçını oynadı… Kusursuz fırtına gibi esti, sular seller gibi aktı…Ankaragücü iyi oynasa da bu müthiş başlangıcın önünde direnemezdi… Sezon sonu yaklaştıkça Galatasaray futbolu her maç biraz daha kusursuz hale geliyor… Hem bireysel, hem takım oyunu olarak… Barış Alper bu defa sağ savunmada görev yaptı, süper oynadı… Önünde Tete, intihar dalışları gibi dikine dikine atak geliştirdi… Kerem sol kenarı bulunca engellenemez deparlarına başladı… Kerem Demirbay formunun tam zirvesinde… “Futbolu bırakıyorum” diyen Mertens’i futbol bırakmıyor… Mertens, Galatasaray’ın sahadaki futbol aklı… Kalede “Golsavar” Muslera var… Galatasaray kötü oynadığında “kötü” dediğimize göre “iyi” oynadığında da hakkını teslim etmeliyiz… Alınteri ve emek kutsaldır… Görmezden gelinemez…
– Galatasaray için ağırlıklı olarak bireysel bir tanımlama yaptınız, takım oyunu için ne dersiniz?
ŞANSAL BÜYÜKA: Galatasaray gereksiz ve yararsız pas yapmıyor, yana oynamıyor… Öne oynuyor, çabuk oynuyor, hızlı oynuyor, az pasla ve deparlı adamlarıyla (özellikle Barış Alper ve Kerem Aktürkoğlu) oyunu en kısa sürede rakip ceza alanı çevresine ve içine yığıyor… Sürekli baskı yapınca rakibi bunaltıyor ve sonucu alıyor… Kabul edelim ki Galatasaray’ın çok güçlü bir oyunu var…
– Ama Ankaragücü hiç direnemedi, hiç mücadele edemedi…
ŞANSAL BÜYÜKA: Orası doğru… Belki de Galatasaray göz açtırmadı… Ankaragücü’nün en kötü maçlarından biri olduğunu kabul ediyorum… Ancak burada kusuru Emre Hoca’da buluyorum… Kazımcan 3-5 gün önce Galatasaray’dan gelmiş, henüz 21 yaşında, bu psikolojiyi nasıl kaldırır… Nitekim kaldıramadı, bizzat Ankaragücü taraftarlarınca ıslıklandı ve Emre Hoca ikinci yarının başında oyundan aldı… Çocuğa da yazık etti… Bir başka yanlış Efkan Bekiroğlu; geçiş oyununda kaptırdığı her top, Ankaragücü kalesine gol olarak dönüyor… Galatasaray maçında da böyle oldu… Emre Hoca buna rağmen ısrarla ilk onbirde oynatıyor… Kenarda Tolga Ciğerci oturuyor, skora katkı yapacak Morutan oturuyor… Emre Hoca ikinci yarıda fabrika ayarlarına döndü ama uyanana kadar Üsküdar’da sabah oldu…
– Okan Buruk, Galatasaray’da bütün istatistikleri yıkıp geçiyor ve kulüp tarihinin en iyi yerli hocası olmaya doğru dev adımlarla adeta koşuyor?
ŞANSAL BÜYÜKA: Okan Hoca’nın hakkını teslim edelim… Bu kadar şöhreti bazen oynatarak, bazen oturtarak tek bozuk ses çıkmadan yönetiyor… Sanki bir Filarmoni orkestrasının şefi gibi… En olgun çağında… Ama Galatasaray tarihinin en iyisi olmak kolay değil… Fatih Terim’in sayısız şampiyonlukları, bir de Türk futbol tarihine geçen Avrupa şampiyonluğu var… Bir daha yakalanır mı? Dilerim yakalanır ama zor, belki de imkansız… Okan Hoca’ya saygılar, tebrikler, taktirler ama en büyük Fatih Terim…