Dış ticarette demiryolunun payı 10 yılda %1’e varamadı

Necmi ÇELİK

Dış ticarette çoklu taşıma modları özellikle konjonktürel olumsuz gelişmelerde ve krizlerde stratejik önem taşıyor. Lojistik şirketleri de lojistiğin dört ayağında var olabilmeyi hem sürdürülebilirlik hem de rekabet açısından gerekli görüyorlar. Türkiye’de lojistik şirketleri özellikle Avrupa’ya yönelik taşımalarda deniz yolu ve demiryolu bağlantısını birleştiren çözümleri yaygınlıkla kullanıyorlar.

Özellikle İtalya ve Fransa limanlarına yönelik ro-ro hatları üzerinden treyler ve konteynerlerle giden yükler buradaki limanlardan Avrupa’nın içlerine demiryolu hatlarıyla sevk edilebiliyor. Demiryoluyla gerçekleşen ihracat taşımalarında Almanya değer bazında, Bulgaristan da ağırlık bazında ilk sırada yer alıyor. Blok tren uygulaması ise bugün önde gelen lojistik şirketlerinin intermodal taşımalarında giderek ön plana çıkıyor.

12 lojistik merkezine demiryolu bağlantısı

Türkiye’de liman-demiryolu bağlantılarını sağlayacak yatırımlar hem ihracat potansiyeli hem de çevreci taşımacılık yönünden büyük önem taşıyor. Son verilerle Türkiye’de mevcut 217 liman ve iskelenin 21’inde ve 295 OSB’nin 13’ünde demiryolu bağlantısı bulunuyor.

Ayrıca 12 lojistik merkezin demiryolu bağlantısı kurulmuş durumda. Doğu-batı ekseninde yeni demiryolu hatlarının açılması ve bu hatların hem limanlara hem de otoyollara ve lojistik merkezlere bağlantı yatırımlarının gerçekleştirilmesi sektörün en büyük beklentisi olarak dile getiriliyor.

Türkiye’nin dış ticaret taşımalarında 2022 yılında yüzde 1’e yakın düzeylerde seyreden demiryolu payı 2023 yılı ilk yarıda yüzde 0.78’e ve Kasım 2023 itibarıyla da yüzde 0,70’e geriledi. Veriler geçen 10 yılda demiryolunun dış ticaret taşımalarındaki payının yüzde 1’in altında kaldığına işaret ediyor. Demiryolunun yurtiçi taşımalarda payı ise yaklaşık yüzde 4 civarında bulunuyor.

En büyük yük denizde

Taşıma modlarının dış ticaret içindeki paylarına bakıldığında hem değer hem de ağırlık olarak deniz yollarının en büyük yükü taşıdığı görülüyor.

Ocak-Kasım 2023 verilerine göre deniz yolları toplam dış ticaret içinde değer olarak yüzde 59,19’luk bir paya sahip durumda. Aynı dönemde deniz yollarının değer bazında ihracattaki payı yüzde 56,31 ve ithalatta da yüzde 61,46 düzeyinde bulunuyor. Değer bazında karayollarının dış ticaret taşımalarındaki payı yüzde 26,18, ihracatta yüzde 32,95 ve ithalatta da yüzde 20,85 düzeyinde.

Taşıma maliyeti açısından en pahalı yol olarak görülen havayolunun Ocak-Kasım 2023 döneminde toplam dış ticaret taşımalarındaki payı değer bazında yüzde 13,93, ihracatta yüzde 9,95 ve ithalatta ise yüzde 17,06’lık bir oran oluşturuyor. Demiryollarının ise dış ticaret taşımalarında değer olarak yüzde 0,70, ihracatta yüzde 0,79 ve ithalatta da yüzde 0,63 gibi sembolik düzeylerde bir pay aldığı görülüyor.

Dış ticaret taşımalarında ağırlık bazında rakamlar en büyük yükü tartışmasız bir şekilde deniz yolunun üstlendiğine işaret ediyor. Ocak-Kasım 2023 döneminde deniz yolları toplam dış ticaret yükünün yüzde 87,77’sini taşıdı. İhracatta bu oran yüzde 78,76 ve ithalatta da yüzde 93.44 oldu.

Ağırlık bazında karayolları aynı dönemde dış ticaretin yüzde 11,30, ihracatta yüzde 19,43 ve ithalatta da yüzde 6,19 pay aldı. Bu verilerle karayolu ve deniz yolu birlikte dış ticaretin yüzde 98,41’ini taşıdı. Ağırlık olarak dış ticaret taşımalarında daha yüksek pay alması beklenen demiryollarının payı söz konusu dönemde toplamda yüzde 0,53, ihracatta 0,86 ve ithalatta da yüzde 0,32 olarak ortaya çıktı.

Türkiye lojistikte çok önemli avantaja sahip

Akca Lojistik Genel Müdürü Enes Akça, 2024 yılında yeni yatırımlar yaparak Türkiye’deki hizmet ağını genişletmeyi hedeflediklerini söyledi. Akça, “Biz hem yeni yatırımlarla depo sayımızı arttırmayı, müşteri portföyümüzü genişletmeyi, hem de istihdam ve teknoloji tarafında daha güçlenmeyi hedefliyoruz. Hedefimiz lojistik denilince akla gelen ilk 3 firmadan biri olmaktır” dedi.

Enes Akca, yurt içi faaliyetleri yanı sıra gelecek planları içerisinde başka bir ülkede benzer lojistik modeliyle hizmet sunmaya yönelik fırsatları değerlendirdiklerini söyledi. Türkiye’de lojistik sektörünün genel ekonomik büyümenin önünde giden, güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Enes Akca, sektörün yılı 40 milyar dolarlık ihracatla tamamladığını hatırlattı.

Akça, “Toplamda 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne sahip olan sektörümüz, dünyada 11., Avrupa’da 5. sırada bulunuyor. Ülkemizin coğrafi avantajları iyi kullanılırsa lojistik sektörü özellikle uluslararası alanda en az turizm kadar yüksek döviz kaynağı üretebilir. Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması projesinin en önemli bileşenlerinden birini oluşturan Orta Koridor’da yer almak Türkiye için önemli stratejik adımlardan biri olacak” değerlendirmesini yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir