‘Haftada 150 dakika egzersizle kalp krizi riskini azaltmak mümkün’

“`html

Kalp Krizi: Nedenleri, Belirtileri ve Korunma Yolları

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmad Huraıbat, kalp krizlerinin dünya genelinde başlıca ölüm sebeplerinden biri olduğuna dikkat çekti. “Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, her yıl yaklaşık 18 milyon insan kardiyovasküler hastalıklardan hayatını kaybetmekte ve bunların büyük bir bölümü kalp krizine bağlıdır. Kalp krizinin önlenmesi, yaşam kalitesinin artırılması için oldukça önemlidir. Beslenmenizde taze sebze, meyve, lifli gıdalar, balık, baklagiller ve sağlıklı yağlar olan zeytinyağını tercih etmeniz önerilir. Ayrıca, haftada en az 150 dakika orta düzeyde egzersiz yapmalısınız” şeklinde belirtti.

İstanbul Arel Üniversitesi VM Medical Park Florya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmad Huraıbat, kalp krizi hakkında bilgiler verdi.

Kalp krizinin tanımını yapan Dr. Huraıbat, “Kalp krizi, tıbbi terimle miyokard enfarktüsü, kalp kasının bir parçasının yeterli oksijen alamaması nedeniyle hasar görmesi veya ölmesiyle sonuçlanan acil bir durumdur. Kalp, çalışabilmek için sürekli oksijen açısından zengin kan akışına ihtiyaç duyar. Bu kanı taşıyan koroner arterler üzerindeki ani tıkanıklık ise genellikle ‘ateroskleroz’ adı verilen damar sertleşmesi nedeniyle ortaya çıkar. Ateroskleroz, damar duvarlarında kolesterol, yağ, kalsiyum ve diğer maddelerin birikimiyle oluşan plakların birikmesiyle gelişir. Bu plaklardan biri yırtıldığında, oluşan kan pıhtısı damarı tamamen tıkayarak kalp krizine neden olabilir” diye ekledi.

Kalp Krizi Neden Ortaya Çıkar?

Kalp krizinin yaygın bir ölüm nedeni olduğunu vurgulayan Dr. Huraıbat, “Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, her yıl yaklaşık 18 milyon insan kardiyovasküler hastalıklardan ölmektedir ve bu ölümlerin çoğu kalp krizine bağlıdır. Kalp krizi tek bir nedenle meydana gelmez. Risk faktörlerinin bir araya gelmesi, kalp krizi olasılığını artırmaktadır” dedi.

Kalp Krizi Risk Faktörleri

Dr. Huraıbat, kalp krizi risk faktörlerini iki ana grupta inceleyerek şöyle açıkladı:

“Değiştirilebilir risk faktörleri, bireylerin yaşam tarzındaki değişikliklerle kontrol altına alınabilir:

  • Sigara ve tütün ürünleri kullanımı: Sigara içmek, damarları daraltır ve oksijen taşınabilirliğini azaltır.
  • Yüksek tansiyon: Damar duvarlarına zarar verir ve kalp üzerindeki yükü artırır.
  • Yüksek kolesterol: LDL (kötü kolesterol) seviyelerinin yüksek olması, damar tıkanıklığının başlıca nedenlerinden biridir.
  • Şeker hastalığı: Kan damarlarının iç yüzeyine zarar vererek kalp krizi riskini artırır.
  • Obezite: Vücut etrafında biriken fazla yağ, metabolik sendrom ve kalp hastalığı riskini artırır.
  • Fiziksel hareket azlığı: Düzenli egzersiz yapmamak, kalp-damar sisteminin zayıflamasına yol açar.
  • Kötü beslenme alışkanlıkları: Doymuş yağ, şeker ve tuz oranı yüksek gıdalar, kalp sağlığını olumsuz etkiler.
  • Aşırı alkol tüketimi: Kalp ritim bozuklukları ve yüksek tansiyon gibi sorunlara yol açabilir.
  • Kronik stres ve psikolojik durumlar: Uzun süreli yüksek stres hormonları, kalp sağlığını tehdit eder.

Değiştirilemez risk faktörleri ise şunlardır:

  • Yaş: 45 yaş üzerindeki erkekler ve 55 yaş üzerindeki kadınlar daha yüksek risk altındadır.
  • Cinsiyet: Erkeklerin kalp krizi geçirme riski daha yüksektir; menopoz sonrası kadınlar da risk altındadır.
  • Ailede kalp hastalığı öyküsü: Genetik yatkınlık, kalp krizi riskini artırır.
  • Etnik köken: Bazı etnik gruplar (örneğin Güney Asya kökenliler) kalp hastalıklarına daha yatkındır.

Kalp Krizi Belirtileri

Kalp krizi belirtilerinin bireyler arasında değişiklik gösterebileceğini ifade eden Dr. Huraıbat, “Geleneksel belirtiler arasında göğsün ortasında baskı hissi, sıkışma veya yanma, bu belirtiler genellikle 20 dakikadan fazla sürer. Ağrı, sol kola, sırta, boyuna veya çeneye yayılabilir. Ayrıca nefes darlığı, soğuk terleme, mide bulantısı, kusma ve baş dönmesi duyguları da sık görülmektedir” şeklinde açıklamalar yaptı. Kalp krizinin bazı bireylerde belirtisiz geçebileceğine de dikkat çekti: “Kadınlar, yaşlılar ve diyabet hastalarında kalp krizi daha az belirti gösterebilir. Bu gruptaki kişilerde genellikle yorgunluk veya nefes darlığı gibi hafif şikayetler görülebilir.”

Acile Müdahale

Kalp krizi anında acil bir müdahalenin gerekliliğini vurgulayan Dr. Huraıbat, “İlk 1 saat içinde müdahale son derece önemli. Acil olarak 112’yi arayın. Hastayı kendi başınıza hastaneye götürmek yerine ambulans çağırmak daha güvenlidir. Kişi bilincini koruyorsa, bir adet (300 mg) aspirin çiğnetebilirsiniz; bu, kan pıhtısının genişlemesini yavaşlatabilir. Hastayı dinlendirip sakinleştirin. Hareket ettirmeyin; gerekiyorsa, temel yaşam desteği bilgisine sahip biri müdahale etmelidir.” şeklinde ifade etti.

Kalp Krizinden Korunma Yöntemleri

Kalp krizlerinden korunmaya yönelik öneriler sunan Dr. Huraıbat, “Kalp krizlerinin önlenmesi, yaşam kalitesinin yükseltilmesi için akla gelir. Sağlıklı bir beslenme şekli benimsenmelidir. Taze sebzeler, meyveler, lifli gıdalar, balık, baklagiller ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar tercih edilmelidir. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapılması önerilir. Sigara içmemek riskleri %50 oranında azaltabilir. Kilo kontrolü sağlanmalıdır; bel çevresi erkeklerde 94 cm, kadınlarda ise 80 cm altında olmalıdır. Tansiyon, kan şekeri ve kolesterol seviyeleri düzenli olarak kontrol edilmelidir. Stres yönetimi de oldukça önemlidir; meditasyon, nefes egzersizleri ve psikolojik destekle stres yönetilmelidir” açıklamalarında bulundu.

Dr. Huraıbat, kalp sağlığı için yararlı besinleri de şöyle sıraladı:

  • Omega-3 yağ asitleri içeren balıklar (somon, sardalya, uskumru)
  • Zeytinyağı
  • Kuruyemişler (ceviz, badem, fındık)
  • Tam tahıllar ve yulaf
  • Baklagiller (mercimek, nohut, fasulye)
  • Renkli sebzeler ve meyveler (antioksidan bakımından zengin)

(DHA)

“`

Related Posts

Genetik yatkınlık risk taşıyor: “Tiroit kanserinin görülme sıklığı artıyor”

Genetik yatkınlık risk taşıyor: “Tiroit kanserinin görülme sıklığı artıyor”

Hareketsizlik vücuda nasıl hasar veriyor? Alzheimer ve demans kapıda

Modern yaşamın getirdiği uzun süreli masa başı çalışma, teknoloji bağımlılığı ve azalan fiziksel aktivite, insanları giderek daha da hareketsizleştiriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, hareketsizliğin vücudumuzda yol açtığı hasarları anlattı.

Evdeki en sinsi mikrop yuvası! Klozetten 75 kat daha kirli, salonda baş köşede duruyor

Evde en kirli yerin tuvalet olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. İngiltere’de yapılan bir araştırma, evdeki bu eşyanın klozet kapağından 75 kat daha fazla bakteri barındırdığını ortaya koydu. Özellikle evcil hayvan sahipleri için bu durum daha da endişe verici boyutlara ulaşıyor.

Şok diyet uyarısı: Hızlı kilo kaybı sağlığınızdan etmesin!

Yaz ayları yaklaşırken hızlı kilo verme isteği artıyor. Ancak uzmanlar, şok diyetlerin bağışıklık sisteminden kalp sağlığına kadar pek çok riski beraberinde getirdiğini vurguluyor.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.

Tıp tarihine geçecek operasyon: 3 kilo bebekten yarım kilo tümor çıktı

Kütahya’da 3 kilo 700 gram ağırlığında dünyaya gelen Mehmet Eymen bebeğin boynundan ameliyatla 445 gram tümör çıkarıldı.