100 günden fazla bir süredir Gazze’deki Filistinliler kitlesel katliama, mahallelerin küle dönüşmesine, savaş yüzünden ailelerin yok olmasına, ölümcül hastalıkların çoğalmasına ve sağlık sisteminin mahvolmasına tanık oldu.
Artık açlık ve temiz suya ulaşamamak da hayatta kalmaları için büyük tehdit oluşturuyor.
Refah kentine yaşayan 7 çocuk annesi El Jamara, “Yavaş yavaş ölüyoruz. Bence bombalardan ölmek daha iyi, en azından şehit oluruz. Ama şimdi açlık ve susuzluktan ölüyoruz.” ifadelerini kullandı.
İNSANLAR HAYATTA KALMAK İÇİN “OT YİYOR”
İsrail’in yardım teslimatlarına yönelik ablukası ve kısıtlamaları; stokların son derece düşük olması, fiyatların yükselmesi ve Gazze’deki insanların gıdaya erişememesi anlamına geliyor.
Jabalya mülteci kampında yaşayan bir Gazzeli su istasyonunda kuyrukta beklediği sırada kendisinin ve onlarca kişinin İsrail bombardımanına maruz kaldığını söyledi.
Üç çocuk babası Hamouda, “Maalesef pek çok akraba ve arkadaşımız hala kuzey Gazze Şeridi’nde çok acı çekiyor. Ot yiyorlar ve kirli su içiyorlar.” ifadelerini kullandı.
KUZEY’DE KITLIK DAHA KÖTÜ DURUMDA
Birleşmiş Milletler’e göre İsrail’in savaşın ilk günlerinde askeri saldırılarını yoğunlaştırdığı kuzey kesimlerinde kıtlık daha da kötü durumda.
İletişim kesintileri, bölgedeki açlık ve susuzlukla ilgili haber yapma çabalarını sekteye uğratıyor.
İnsani çabalara ciddi bir darbe vuracak şekilde birçok Batılı ülke, İsrail’in iddiaları nedeniyle son günlerde BM’nin Gazze’deki ana yardım kuruluşu olan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) sağlanan fonları askıya aldı.
